Kayıtlar

Ocak, 2018 tarihine ait yayınlar gösteriliyor

James Churchward - Mu Ülkesinin Çocukları

Bilinen tarihin izlerinin çok daha gerilere gittiği ama yeteri kadar araştırılmadığı iddiası yıllardır devam ediyor. Birçok arkeolog, tarihçi ve çeşitli dallardan bilim insanları bu konuda defalarca çalışmalar yapmış ve gerçekten doğruluğu yadsınamaz bulgular elde etmiş.  Bundan 70 bin yıl öncesine dayanan bu bulgular ne yazık ki puzzle parçaları gibi dünyanın dört bir yanına dağılmış durumda ve birleşmeyi bekliyor.  Kayıp kıta Mu'yu daha önceden duymamış olabilirsiniz. İddia odur ki 10 binlerce yıl önce insanlar bu kıtada 60 milyona varan nüfusa ulaştı. İleri bir uygarlıktı ve kalabalıklaşmanın etkisiyle gemilere binip dünyanın birçok noktasına sömürgeleştirilecek ülkeler bulmaya gittiler.  Mu dışında bir yer daha vardır aynı kaderi paylaşan; Atlantis. Çok ileri seviyede mimarlık yeteneği olan ama bir gün ve gecede haritadan silinen ada. Platon yazılarında Atlantis'ten bahseder. Birçok ülke Atlantis'in var olduğu dönemde kendi topraklarına bağlı olduğunu iddia

Richard Bach - Martı Jonathan Livingston

Sıradan martı kurallarının dışına çıkıp özgürlüğü arzulayan Jonathan Livingston'un hikayesi.. Bir martı yaşamı boyunca ne yapar? Sadece yaşamak için beslenir ve uyur. Peki ya kanatları olan bu varlık uçmak isterse? Elbette normalde de uçuyor ama zevk için, çok hızlı, normal bir martının üç dört katı daha hızlı uçmak isterse ne olacak?  Martı Jonathan sınırları aşmaya karar verir ve fiziksel özelliklerini zorlar. Bunu yaptığı için sürüden dışlanır ve yalnızlığa mahkum edilir. Gittiği kayalıklarda kendisi gibi bir düzine kuş görür ve onlardan daha iyi uçmayı öğrenir. Bu öğrendikleriyle neler yapacağını okuyacağınız kısacık bir öykü. Kitap sayfa sayısı epey fazla ama çoğu fotoğraftan oluşuyor ve geriye yaklaşık 60 sayfa kalıyor.  Kitap okumayı sevmeyen tanıdıklarınız varsa bu kitabı okurken sıkılmayıp fotoğraflı sayfaları atladıkça mutlu olacaklardır. :) Yayınevi: Epsilon Sayfa Sayısı: 152 Türkçesi: Kader Ay Demireğen

Platon - Sokrates'in Savunması

Sokrates'in yazılı eseri yoktur bu nedenle onunla ilgili bilgileri öğrencisi Platon'un yazdıkları sayesinde elde ediyoruz. Kendisinden sonra gelen felsefecileri derinden etkilemiş hatta ahlak felsefesinin kurucusu kabul edilmiş. Bu unvanı hak ettiğini düşünüyorum çünkü kendi değerleri uğruna ölümü göze almış ve yargılanırken bile duygu sömürüsü yapmayıp erdemli davranmış. Sokrates insanların her zaman hırstan, aç gözlülükten uzak olup olaylara karşı iyimser olmasını öğütlemiştir. İnsanlara parayla eğitim vermek yerine onlarla muhabbet ederek ve sorular sorarak düşünmelerini ve doğruları kendi kendilerine bulmalarını sağlamıştır. Toplumda bu denli etkili olan filozof bazılarını rahatsız eder ve idamı istenir. Sokrates adil yargılanmayacağını bildiği ve ölümden korkmadığı için asla düşüncelerini saklamaz hatta sürgün etseler bile gittiği yerlerde konuşmaya devam edeceğini söyler. Elbette idam edilir. Ben kitabın sonunu söylemiş olmadım çünkü bu kitabın asıl amacı mahkeme

Pride and Prejudice

Resim
Mini, minnoş, sevimli gibi kelimelerle tarif edilebilecek, eski İngiltere örf ve adetlerine ilgisi olan herkesin seveceğini düşündüğüm bir dizi. Söylememe gerek yok ama aksan deseniz zaten en güzel kısmı oydu.  Bu diziyi izledikten sonra Colin Firth'i yakın takibe aldım ve filmlerini izlemeye başladım. Tabi artık yaşlanmış çünkü bu dizi 1995-96 yapımı :(  Dizi olarak farklı versiyonu da var, filmi de var, kitabı da var yani her alternatifi var ve hepsi hakkında yapılan yorumlar genel anlamda olumlu. İnsanı içinde bulunduğu psikolojiden uzaklaştırıp farklı bir dünyaya, bir hayal dünyasına götürüyor. Tür olarak da tabi ki aşk ama gurur da aşk kadar hakim. 6 bölüm olduğu için izleyip beğenmeseniz bile bir şey kaybetmezsiniz ama bence bitirince ilerde tekrar izlerim bunu diyeceksiniz. :) Yayınlanma tarihi:1995 Bölüm Sayısı: 6

Yaşar Kemal - Kuşlar da Gitti

Eskiden çocuklar ağlarla, dikenlerle kuş avlayıp bunları üç kutsal dinin ibadethanelerinin çıkışında satarlarmış. İnsanlar da ufacık kafeslere tıkış tıkış hapsedilmiş kuşlardan satın alıp dua eder ve göğe bırakırmış ki uçup cennet kapısında onları beklesinler. Tabi vicdanlı insanlarmış bunu yapan. Ama kalabalıklaşan, kalabalıklaştıkça yalnızlaşan insanlar artık değil kuşların, birbirinin yüzüne dahi bakmaz olmuş. Kafeslere hapsedilen ve özgürlüğünü bekleyen kuşlar ise havasızlıktan birer ikişer ölmeye başlamış.  Yaşar Kemal harçlığını çıkarmak için İstanbul'da kuş avcılığı yapan üç arkadaşın hayatından ufak bir kesit aktarıyor.  Yayınevi: Yapı Kredi Yayınları Sayfa Sayısı: 80

Kurt Vonnegut - Kedi Beşiği

Sesli romandan sonra ikinci farklılığı epub kitap okuyarak yaptım. Elektronik ortamda çok rahat kitap okumayı sağlayan bir format. Hepsi öyle mi bilmiyorum ama benimkinde sayfa göstergesi yoktu sadece kitabın yüzde kaçını okuduğumu anlayabiliyordum.  Gelelim Kedi Beşiği'ne. Benim hayalimde gerçek bir kedi canlanmıştı ama küçükken ipi parmaklarımıza dolayıp değişik figürler çıkarırdık ya kedi beşiği de o modellerden birisinin adıymış. Kitap San Lorenzo adında bir adadan bahsediyor. Bu ada o kadar verimsizdir ki kim gelip hükmetmeye kalksa hiç kimse ve hiçbir ülke itiraz etmez. Bu adayı yönetmeye karar veren son ikili, halkı yaşama tutundurmak için bir karara varırlar. Bir tanesi Bokonon denilen ve yalanlardan oluşan yeni bir din uyduracaktır diğeri de bu dini sözde yasaklayıp uyanları ölüme mahkum ederek güç gösterisi yapacaktır.  Bizim ana kahramanımız ve kitaptaki anlatıcımız ise bir yazardır ve atom bombasını keşfeden bilim adamı hakkında yazmak için üç çocuğunun peş

Mete Yarar & Ceyhun Bozkurt - Darbenin Kayıp Saatleri

Galiba okuduğum ilk araştırma inceleme kitabıydı. Yaşadığımız en uzun gecelerden birisi olan 15 Temmuz gecesi analiz edilip ülkemizin dört bir yanında gerçekleşen ayaklanma hareketi saat saat ele alınmış. Aslında bu konuda söylenecek çok bir şey yok. Televizyon ekranlarında aylarca olanı biteni izledik, analizleri dinledik. Olanları tekrardan hatırlamama ve gözümden kaçırdığım bazı gizli kahramanların farkına varmamı sağladı.  Hiç bir zaman unutmamamız gereken bir gerçek var ki o da başka vatanımızın olmadığıdır. Bu olaya hükümete yönelik olarak değil de cumhuriyete ve özgürlüğümüze yönelik bir darbe gözüyle bakmamız gerekiyor. Yapılanları, yaşananları, toprağa düşen canları küçümsemeden önce vatana millete ne gibi bir faydamız var onu düşünmemiz gerekiyor.  Ülkemle, milletimle, ay-yıldızı "bayrağı" kabul etmiş olan her ırktan kardeşimle gurur duyuyorum. Başka milletlere özenmek yerine onlardan daha iyi seviyelere gelmek için elinden geleni yapanlardan olmayı diliyor