Kayıtlar

Nisan, 2019 tarihine ait yayınlar gösteriliyor

Sabahattin Ali - Kürk Mantolu Madonna

Bazı yazarların kitaplarını tereddütsüz okumaya başlayabiliyorum ve Sabahattin Ali de bunlardan bir tanesi. Gerçi ben adı yüzünden spekülasyonlara sebep olduğu için listeme almıştım =) Yazar her şeye rağmen bu sefer de beni yanıltmadı ve okuma süresince sonunu hep merak ettiğim, gereksiz uzatılmamış güzel bir romandı. Ben en çok konusunu merak etmiştim o yüzden kısaca size de bahsedeyim. Aslında 3 kişi var bu romanda en çok önem arz eden. Birincisi anlatıcımız, ikincisi kitaba ismini veren Maria (Madonna) ve üçüncüsü diğer anlatıcımız. Bu kitapta iki anlatıcı var çünkü tamamına yakınında birinci anlatıcı Raif isimli ikinci anlatıcının defterine yazdığı anısını okuyor.  Almanya'ya sabun üretme sanatını öğrenmeye giden Raif bir sanat galerisini gezdiği sırada etkisinden günlerce çıkamadığı bir tablonun başında çivilenmiş gibi kalır. Bundan sonraki tek amacı bir an önce o sergiye gidip kendisini çok derinden etkileyen bu tablonun başında ne kadar mümkünse o kadar vakit ge

Gustave Flaubert - Madam Bovary

Bu kitabı merak etme nedenim Little Children filminde Kate Winslet'in canlandırdığı Sarah karakteri ve diğer kadınların Madam Bovary'nin kişiliği hakkında yaptığı yorumlardı. Oldukça feminen bir kadın izlenimi veren Sarah yüzünden benim gözümde canlanan Emma Bovary figürü toplumun baskısıyla ezilmiş, her türlü özgürlüğü elinden alınmış ve toplum dışına itilmiş bir karakterdi.  Feminizmin kadın erkek eşitliğine dayanan bir görüş olduğuna inanarak şunu belirtmeliyim ki erkeklerin yaptığı ahlaksızlıkları yapmak kadınların da hakkıymış gibi bir mottoyu savunmak kesinlikle doğru bir bakış açısı değil ve  feminist olmakla alakalı olamaz ki öyle olsa bile bu görüş topluma aşılanan bir zehirden ibarettir. Maalesef kadın erkek eşitliğini savunan ve kendini bu konuda topluma örnek olarak gören kişilerin eşitsizliğe maruz kalanın dünya görüşüne ve toplumdaki statüsüne göre davrandığına sürekli şahit oluyoruz. Yani bugün bir kadının başına bir şey gelse sözde feministlerin ilk baktığı

Californication

Resim
Californication'ı imdb gibi izleyici yorumları barındıran birçok sitede gördüğüm ve övgüyle bahsedildiğini fark ettiğim için izledim. İlk birkaç bölüm konusu ne şimdi bunun diye sorguladım ama dur biraz daha izleyeyim çıkar bir şeyler diye diye ilk sezonu bitirdim. Sonrasında belki bu sezon bir konu vardır diye izlemeye devam ettim ve böyle böyle 7 sezon geçti. Kitaplarda ve dizilerde yarım bırakamama huyum yüzünden an itibariyle finalini  de izleyip kurtulmuş bulunuyorum. Bahsettiğin kadar kötü müydü derseniz 5. sezondan sonra daha tahammül edilebilir olduğunu söyleyebilirim ama asla neden bu kadar yüksek puana layık görüldüğünü anlayamıyorum. Merak eder de izlerseniz ilk bölümde ne gördüyseniz kalan bölümler de aynen o şekilde devam ediyor olacak. İyi yönlerini hatırlamaya çalışıyorum da siyahi oyuncuların girmesiyle espri kalitesinin arttığını söyleyebilirim. Hank'in siyahi oyuncuyla konuşurken ayy (alright) ı kullanması gibi ince espriler beni güldürdü mes