Kayıtlar

Mayıs, 2018 tarihine ait yayınlar gösteriliyor

Franz Kafka - Dönüşüm

Bu aralar Kafka ile çok içli dışlı oldum ama tesadüfen böyle denk geldi :) K.'nın en iyi ilk üç eseri arasında tartışmasız en bilineni Dönüşüm'dür ve 100 temel eser arasına alınmıştır.  Gregor Samsa isimli bir pazarlamacının sabaha kocaman bir böcek olarak uyanmasıyla başlıyor. En başta yeni vücut yapısıyla yataktan nasıl kalkacağını hesaplamaya çalışıyor ve bu durum ister istemez okuyucuyu da strese sokuyor ki ben zaten "canım yaa:(" diye diye okumaya başladım ve böyle devam etti.😳  Daha sonraki süreç ailesinin onunla yaşamaya çalışmasıyla ve çoğu zaman bunu becerememesiyle devam ediyor.  Kafkavari deyimini her lisana kazandırmış bu adamın yazılarını okurken insana hissettirdiği garip hissi tarif etmekte zorlanıyorum ama yaşamayı çok seviyorum. Okumanızı tabi ki tavsiye ederim.😊 Yayınevi: Bildiğin Kitap - BK Sayfa Sayısı: 83 Türkçesi: Semiha Yücesoy

Franz Kafka - Babaya Mektup

Kafka'nın çok fazla eseri yok ama ondan geriye ne kaldıysa toplayıp kitap haline getirip bu açığı kapatmalarına müteşekkirim.💝 Ben bu mektup hakkında Milena'ya Mektuplar kitabında bir şeyler okumuştum. Kafka mektubu yazdıktan sonra Milena'nın fikrini almak için önce ona gönderiyordu ama büyük ihtimalle babasına hiçbir zaman gönderme cesaretinin olmayacağını da belirtiyordu. Şahsen Kafka'nın iç dünyasını çok merak ediyorum o yüzden onu yetiştiren kişinin özelliklerini bilmek, çocukluğuna dair bir şeyler yakalamak güzeldi. İndigo Kitap, Milan Kundera tarafından 1976 yılında yazılmış 'Kafka'nın Dünyası' isimli yazıdan bir bölümü mektubun sonuna eklemiş. Kundera, Kafka'nın kitaplarındaki psikolojiyi çok güzel analiz etmiş. Yazı  www.jstore.org adresinde de var ama üye olmak gerekiyor 😔 Yayınevi: İndigo Kitap Sayfa Sayısı: 88 Türkçesi: Aziz Rüstem Kocayürek

Laura Lippman - Histeri

Film tadı veren, hayalimizde kendi yönetmenliğimizi yapabildiğimiz kitapları çok severek okuyorum. Histeri de böyle bir zaman geçirme aktivitesi oldu benim için. Bazı bölümler günümüzün anlatıldığı bazı bölümlerse geçmişe gidilen tarzda bir roman.  👭 İki küçük kız kardeş alışverişe gittikleri gün kaybolurlar ve akıbetleri bir türlü öğrenilemez. Geride kalan anne babanın hayatı ise bu ağır yükle birlikte sallantıya girer. Olayın yaşandığı Baltimore'da kaza yapan bir kadın gelen polise sonradan pişman olacağı bir itiraf yapar ve kaybolan kız kardeşlerden biri olduğunu itiraf eder ya da yalan söylüyordur.. Roman bu kızın sorgulanması ve adım adım gerçeği mi doğruyu mu söylediğinin anlaşılmaya çalışılması yolunda ilerler. Üzerinden çıkan kimlik başka, olduğunu iddia ettiği kişi başka, kayıp kız kardeşlerin isimleri ise bambaşkadır.  Merak uyandırıcı, kadın karakterlerin baskın olduğu kitapları seviyorsanız okuyun derim 😊 Sevgiler... Yayınevi: Koridor Sayfa

John Lawrence Reynolds - Gizli Örgütler

Bence herkes komplo teorilerini sever. Bunların ne kadarına inanmalıyız ya da inanmalı mıyız konusu ise önemli bir seçimdir. Sayısı gün geçtikçe artan gizli örgütlerin kimisi gerçekten gizlidir kimisi gözümüzün önündedir, kimisi tarihe karışmıştır kimisinin hala dünyayı yönetmede etkili olduğu düşünülür.  Çevirisi çok güzel yapılmış 13 bölümden oluşan bu kitap gizli örgütlere merak sarmış kişiler için orta seviye bilgiler içeriyor. Yazar kesinlikle sizi bu örgütlerin varlığına inandırma çabasına girmiyor hatta bu komplo teorilerine bulaşan insanları ciddiyetsiz ve eğlence meraklısı olmakla suçluyor ki bence haklı :) Eğer gizli örgütler bizim dünümüzü, bugünümüzü ve yarınımızı etkileyecek kadar güçlülerse bunları araştırıp kafa yormaktansa kendimizi geliştirip kaliteli insanlar haline gelmeye çalışmanın daha mantıklı olduğunu düşünüyorum. Kitabı okurken en çok cadılarla ilgili bölüm ilgimi çekti. Biliyorsunuz bundan yıllar önce birçok kadın cadılıkla suçlanıp vahşice katled