Yazmaktan Yanayım...

Louis Aragon'un şöyle bir yorumu var bu hikaye hakkında: "İşte şimdi burada, Villon'un, Hugo'nun, Baudelaire'nin Paris'inde, kralların ve devrimlerin Paris'inde, ressamların yüzyıllık Paris'i olmakla övünen her taşı ya bir tarihi, ya bir efsaneyi hatırlatan şu Paris'te Werther, Berenice, Antoine ve Kleopatra, Manon Lescaut, Education Sentimentale, Dominique, hepsi birdenbire gözümden düşüverdi." Biliyorum tek seferde anlaması güç bir cümle ama cidden büyük bir övgüyle bahsetmiş 😀 Ben de hayranlıkla ve severek, acele etmeden, yapılmış bütün tasvirleri gözümde canlandırarak ve hissederek okudum. Savaş yıllarında eli silah tutan erkeklerin ardında bıraktığı yaşlıların, kadınların, çocukların ve gazilerin yarım bir hayata devam etmesi sırasında yaşanmış bir aşk hikayesi. Yayınevi: Ötüken Sayfa Sayısı: 80 Türkçesi: Refik Özdek

Kitap 3 ana bölümden bir de bu ana bölümlere eklenmemiş kısa kısa notlarla geçiştirilmiş 4. bir bölümden oluşuyor. İlk bölümünde esrarengiz yerler, ikinci bölümünde sırrı açıklanamayan belgeler ve eşyalar, üçüncü bölümünde esrarengiz kişiler ve topluluklar hakkında toplanmış bilgiler var. İlk başlarda okuduğum her bölümle ilgili fotoğraflara ve belgesellere bakıyordum ama çok vaktimi aldığı için bir süre sonra sadece fotoğrafları araştırarak devam etmeye başladım. Bu konularda kimin çalışmasını gözden geçirirseniz onun hipotezine yatkın oluyorsunuz ama sayfalarca anlatılmış bir olasılık başkasının çalışmasında tek bir cümleyle çürütülebiliyor. O yüzden yazılanlara hemen inanmaktan çok genel kültür edinmek için okunulması gereken bir kitap. Truva: Birbirine aşık olan Helen ve Paris'in Menelous'un hazinesini çalmasıyla savaş başlar. Truva şehrine giremeyen Odysseus tahtadan bir at inşa ederek bu sorunu hepimizin aşina olduğu haliyle çözer. Atın içine gizlenmiş askerler şeh

Ayeti Kerime'de geçen "Biz her rasûlü kendi toplumunun dili ile gönderdik ki onlara en anlaşılır şekilde açıklasın" ayetinden yola çıkarak günümüzden 3 bin yıl önce ortalama büyüklükteki bir obaya gönderilmiş Türk peygamberin hayatını konu alan bir kitap. Öktem ve Aşena dünyaya gelir gelmez öksüz kalan ikiz kardeşlerdir. Üvey annelerinin de aileye katılmasıyla iki erkek kardeşe daha sahip olurlar ve birlikte uyum içinde yaşarlar. Otacı olan Ökten hamile eşinin hastalığına deva bulmak için oba dışında şifalı ot arayışındayken gaipten anlam veremediği sesler duyar. Geri döndüğünde beklenenden daha erken bir vakitte vergi almaya gelen Tigin'in adamlarıyla obadakiler arasında çok büyük bir problem yaşandığını görür. Karşılaştığı manzarayı ve biraz evvel duyduğu anlamsız sesleri birleştirdiğinde bir masumun canının kurtulmasına vesile olacağını ve kendisinin diğer insanlardan farklı olduğunu anlar. Bundan sonraki hayatını ruhlarla sanemlere tapan halkına yaratıcıyı

San Quentin hapishanesindeki günlerini daha iyi hale getirebilmek için müdüre işe yarar bilgiler vermek isteyen Winwood sinsice bir plan yapar. Kaybedecek hiçbir şeyi olmayan 40 müebbetlik mahkumu hapishaneden kaçabileceklerine inandırır. Onları ikna ettikten sonra bu 40 müebbetlik mahkumun kaçacağını hapishane müdürü Atherton'a da söyler ve suç üstü yakalanmalarına neden olur. Ama asıl büyük problem Winwood'un müdüre anlattığı hikayede inandırıcılık payının artması için mahkumlarca içeriye sokulmuş büyük miktarda dinamitten de bahsedilmesidir. Winwood'a bu dinamitin yeri sorulduğunda ise yerini sadece Darrell Standing'in bildiğini söyleyecektir.  Darrell Standing cinayetten müebbet yemiş bir mahkumdur. Hakkında hiçbir şey bilmediği dinamitlerin yerini söylemediği için tecritte uzun yıllar geçirir. Kendisi gibi hücreye atılmış iki arkadaşı ile birlikte basit bir şifreleme yöntemiyle muhabbet ederek günlerini geçirirler.  Müdür Atherton istediğini alamadığı za