Kayıtlar

Şubat, 2018 tarihine ait yayınlar gösteriliyor

Soljenitsin - İvan Denisoviç'in Bir Günü

1918-2008 yılları arasında yaşamış olan Rus yazarın kitaplarının sayısı bir hayli fazla. Kitap satış sitelerinde yaptığım incelemelerde en çok okunan ve puan verilen kitabının 1970 Nobel ödüllü "İvan Denisoviç'in Bir Günü" olduğunu gördüm. Benim size tavsiyem bu kitabı kışın en soğuk zamanlarında okumanız. Böylece anlatılanları daha rahat hayal edebilirsiniz. Tabi -30 derecelerden bahsediliyor ama olsun =) Kitapta 3 bölüm bulunuyor ve en fazla yer İvan ile ilgili kısıma ayrılmış. Almanya ile savaştıkları dönemde, Stalin aleyhine konuşmanın yasak olduğu zamanlarda toplama kampında saçma sapan nedenlerden mahkum edilmiş Rus, Estonyalı, Letonyalı ve daha nice farklı yerlerden getirilmiş erkeklerin bir zorlu gününü okuyorsunuz. Her hangi bir olay değil burada anlatılan; yaşadıkları günler içinden seçilip çıkarılmış bir gün sadece. Kamptaki hükümlülerin ne zaman özgür olacakları belli değildir. Almanlardan kurtulan Rus askerleri ajan muamelesi görür ve direk 10 yıl ka

Erasmus - Deliliğe Övgü

Okuduğunuzu tam olarak anlamanız için Yunan mitolojisine ciddi anlamda hakim olmanız gereken bir kitap zira sayfa alt bilgileri de yetersiz kalıyor ama yine de merak eder de okursanız benim yaptığım gibi dikkatinizi çeken cümleleri bir yere yazınca konuya olan hakimiyetiniz artıyor.  Erasmus, döneminin ilahiyatçılarından ama aynı alandaki insanlar dahil toplumun önde gelen mesleklerini ağır dille eleştirmiş. Kendisinden çok iyi Twitter kullanıcısı olurdu diye düşünüyorum ben :) Ağır bir kitap ve bütün halinde ama yazdıkları konular değiştikçe numaralandırılmış bu açıdan kolaylık sağlanmış. (68 adet) İnsan tabiatı gereği budaladır. Mutsuz olma sebebi budala olması değil gramer gibi hayati önemi olmayan bilimsel çalışmalara yönelmesidir. En ağır işi yapan ilahiyatçılar değer görmez ama hukukçular ve tıpçılar hilelerle üst tabakaya yanaşmaya çalışır. Yaratılıştan gelenler insana yeter. Mesela arıların doğuştan kabiliyetiyle olan birliklerini insanlar ne kadar uğraşsa da d

Albert Camus - Yabancı

'Yabancı' insanların düşüncelerini hiç önemsemeyen, kendisiyle ilgili önemli konularda fikri sorulduğunda bile benim için fark etmez diyen, ölümü hatta kendi ölümünü bile alışılacak her hangi bir fiil olarak gören topluma yabancılaşmış bir adamın hikayesidir. Cezayir'e yakın bir bölgedeki bakımevinde kalan annesinin ölüm haberini alan Meursault patronundan 2 günlük izin alarak cenazeye katılır. Bu tören sırasındaki soğukkanlılığını herkes sessizce izler ama tesadüfen içinde bulunacağı başka bir suçla birlikte bu davranışının da hesabını jüri önünde vermek sorunda kalır.  Meursault benim gözümde ruhunu kaybetmiş ama bunun farkında olmayan bir karakter olarak canlandı. Gerçi farkında olsa da çok umurunda olacağını sanmıyorum :) Oldukça sade bir anlatımı olan akıcı bir kitap. 1957 yılında Nobel Edebiyat Ödülü'nü kazanmış.  Yayınevi: Can Sayfa Sayısı: 110 Türkçesi: Samih Tiryakioğlu

Grigoriy Petrov - Beyaz Zambaklar Ülkesinde

Okumasanız bile Finlandiya ile özdeşleşmiş ve ülkeye ikinci bir isim vermiş olan bu kitabı muhakkak duymuşsunuzdur. Beyaz Zambaklar Ülkesinde bir milletin millet olma bilincine nasıl ulaştığının kısa bir özeti.  Önceleri İsveç'in etkisi ve yönetimi altında olan Finlandiya'nın Rusya tarafına geçerek daha bağımsız hale gelmesiyle bazı fikir adamları hayallerini hayata geçirmek için fırsat yakaladı. Çeşitli mesleklerden gelen bu insanlar tabiri caizse tırnaklarıyla kazıya kazıya verimsiz topraklarda kurulmuş bu fakir ve geri kalmış ülkeyi çağdaş uygarlık seviyesine çıkaran kişiler oldular.  En büyük sorun her şeyi eleştiren insanlara hadi biliyorsan sen yap denildiğinde ben ne yapabilirim ki ben normal bir vatandaşım diyip kaçmasıdır. Ve bir ülkenin aydınları kendilerini geliştirip kazandıkları paralarla gezip tozsa, gününü gün etse, normal seviyeden insanlara hiçbir şey öğretmese onların aydın olması kimin umurunda olur?  Finlandiyadaki bu büyük sıçrayışın en büyük m