Franz Kafka - Milena'ya Mektuplar

Merhabalar!

2017'nin bahar aylarının gelmesiyle Denizli'de çok büyük bir kitap fuarı etkinliği gerçekleştirildi. Öyle ki Akdeniz bölgesi dahil çevre illerden çokça ziyaretçi akın akın fuara katılım gösterdi. Hali hazırda kitap okumayı alışkanlık haline getirmiş bireyler için çok büyük bir lütuf ama hayal dünyasını zenginleştirmeye muhtaç çocuklar ve benim gibi önceden çok okurdum ama artık vakit bulamıyorum-cular için taze kan etkisi yapıyor bu tip etkinlikler. Metrekarelerce alanda mis gibi kağıt kokusunun efsunuyla bir raf dolusu kitabı sırtlayıp evime götürdüm ben de =)

Kitaplarını veya yazılarını hiç okumamış olsak bile adını hemen hepimizin duyduğu Franz Kafka.. Kendisinin Milena'ya Mektuplar kitabından amatörce bahsetmek istiyorum. 

Çok duygusal ve çekingen bir adammış bu Kafka.. Gerçek yaşantısında başkalarında hayran olunacak şeyler bulurmuş hep. Kendisini ise aşağılarda görürmüş. Mesela çalıştığı kurumdaki patronu daktiloda hızlı yazabiliyor diye ona hayranmış.. Karısını aldattığı halde çapkın olabildiği için adamın birisine de hayranmış zira Kafka bunların hiçbirini hiçbir zaman yapamayacağını bilirmiş. 

Milena'ya Mektuplar uzun süre ısınamadığım bir kitap oldu. Çünkü biz olayların Kafka kısmını biliyoruz, Milena'nın yazdıkları kendi isteği ile imha edilmiş maalesef. Yazılanlar hakkında bir şey diyemiyorum çünkü yanımızda birisi telefonla konuşurken ne kadar anlayabiliyorsak bu kitaptan da o kadar anlayabiliyoruz yaşananları. Uzun süre, evli bir kadınla nişanlı bir erkeğin tutku boyutuna ulaşan bu mektuplaşma olayını yadırgadım ama onları tanıdıkça anlamaya çalıştım ve anladıkça da hayata bazen ne kadar sığ baktığımı gördüm.

Evet kitap farklı yerlerde yaşayan, birkaç kez yan yana gelebilmiş bir yazar ve bir çevirmenin mektuplaşmasından ibaret. Bitirdikten sonra bana kalan ise yolun neresinde olursak olalım; başında veya sonunda, başkaları için sevmediğimiz insanlara kendimizi mecbur etmememiz gerektiğini öğrenmek oldu.

 Kafka Milena'yı anlıyordu, seviyordu, onu görmek istese bile doğru olanın bu olmadığına inandığı için ondan kaçıyordu. Hatta Milena'yı o kadar seviyordu ki hayatının tek gayesi ondan mektup beklemek olduğu halde bu bağı bile kopartabildi. Ölümü beklediği halde ne şikayet etti ne de kendi mutluluğunu başkasınınkine tercih etti. Bence bu bir hataydı ama aşkta doğru yoktur çoğu zaman. Belki de farklı seçimler yapsa farklı hatalarla yüzleşecekti kim bilir...

"Ve gece yazdığın mektup orada işte, nasıl okunabileceğini aklım almıyor, bir göğüs havayı solumak için böyle nasıl daralıp genişliyor, aklım almıyor, senden nasıl uzak kalınır aklım almıyor."

Yayınevi: Olympia Yayınları
Sayfa Sayısı: 390
Türkçesi: Ahmet Çalışkanlar


Yorumlar

En çok okunanlar

Fyodor Dostoyevski - Timsah

Jack London - Yıldız Gezgini

How I Met Your Mother